Vakitsiz öten insan
Öten ötene
Dedikodu dedikodu
Ard arda peşisıra
Laf laflar
Bir ordan bir burdan
İstanbul fısıltılarla dolu
Yeditepe tepe tepe dedikodu
Meraklar cızıltılar
Kıskançlık hırs
Bağırmalar çağırmalar
Korkunç bir iştah
Kiminin soyuna giydirilir
Kiminin sapına giydirilir
Anlatan kusursuzdur hep
Ya duyar bir yerden
Ya da uydurur bol kesesinden
Bulur kendisine bir maske
Söyler harici gazelden
Kusurlu fısıltıların yanında oluşan
Kusursuz düşünceler
Sonra yürür insan
Aile yürür
Sülale yürür
Devlet yürür
Dünya döner
Piç ürer
Piç doyar
Yiğit ölür
Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
27 Mayıs 2012 Pazar
19 Mayıs 2012 Cumartesi
Mezat
Ağaç yaşken eğilirdi
Eğildik büküldük
Garip bir şekil aldık
Ne kendimizi anladık
Ne başkasını
Kurtulanlar oldu
Direnenler oldu
Kendi şekillerini hep kendileri belirlediler
Ama ne yazık ki sayıları pek azdı
Eğilip bükülenlere göre,
Hal böyle olunca kurunun yanında yaşta yandı
Atalarımız çıkar yol bırakmadı bize
Kan revan oldu her yer
Her yer ölü
Her yer yaralı
Çokça ümitler belirdi
Gözlerden gözlere
Çokça insanlar vuruldu
Kuzeyden güneye
Vakit bağırma vaktiydi
Çok soruların yanında cevaplar azınlıktı
Biz azınlığı belledik
Yalanlar mum ışığı gibi önümüzdeydi
Vaatler abartılıydı
Hiç olmamışlardı
Söyledikleriyle uyguladıkları çok farklıydı
Fukarayı doyururken yoldular
İyileştirirken sakat bıraktılar
Verdikleri tohum elde olan toprağı köreltti
Eğitiyoruz diye robot ettiler çocukları
Çocukların ufaklıkların gözlerinde kin
Evet
Eğitim sağlık veriyorlardı
Ama insanlar normalleşiceklerine
Bir leş gibi
Hayattan büsbütün kopuyorlardı
Kök salacaklarına kuruyorlardı
Onca gürültüde inadına uyuyorlardı
Kullanılmak üzere büyüyorlardı
Gidicekleri yollar belirlenmişti
Gömülecekleri çukurlar
Bir an önce elenmeleri için yarışlar
Hayatları bunlara bağlıydı
Bilmedikleri şeylerin peşinde
Hissiyatsız,hayattan bir haber koşmak
Ama oturdukları yerde
İnsan gibi bir varlığın dört duvar arasına tıkılı kalması
Soğuktu hayat
Varolma çabası
Koyulan sınırlar
Edilen muameleler,
Doğuştan savaşcıydık bide
Çoktan doğup büyüyüp ölmüştük
Değerlerimiz
İnançlarımız
Teker teker hazırdı
Hatta aşmışlardı
Evleneceğimiz kişi
Arkadaşlarımız çoktan belliydi
Biz ölürsek eğer yerimize
Bizle aynı konumda çocuklarımız olmalıydı
Onlarda çalışıp bir an önce ölmeliydi
Dünyaya geldiysen eğer ya çalışıcaktın ya da ölücektin
Sana cenneti vaat edenlerin kölesi olucaktın
Kaçış yok
Öyle dicekler sana kaçış yok
Ya deli olcaktın ya da divane
Ya sıyırcaktın ya da pervane
Oysa sen yarım asırlık yaşamını mücadeleye adadın
En azından özgür düşüncelerle var oldun
Açtın
Açıktaydın
Sevgili sana küs
Sakalların isyancı
Zamanla bir oldun binler oldun
Kalpler de heyecan
Ama yine heyezan
Eğildik büküldük
Garip bir şekil aldık
Ne kendimizi anladık
Ne başkasını
Kurtulanlar oldu
Direnenler oldu
Kendi şekillerini hep kendileri belirlediler
Ama ne yazık ki sayıları pek azdı
Eğilip bükülenlere göre,
Hal böyle olunca kurunun yanında yaşta yandı
Atalarımız çıkar yol bırakmadı bize
Kan revan oldu her yer
Her yer ölü
Her yer yaralı
Çokça ümitler belirdi
Gözlerden gözlere
Çokça insanlar vuruldu
Kuzeyden güneye
Vakit bağırma vaktiydi
Çok soruların yanında cevaplar azınlıktı
Biz azınlığı belledik
Yalanlar mum ışığı gibi önümüzdeydi
Vaatler abartılıydı
Hiç olmamışlardı
Söyledikleriyle uyguladıkları çok farklıydı
Fukarayı doyururken yoldular
İyileştirirken sakat bıraktılar
Verdikleri tohum elde olan toprağı köreltti
Eğitiyoruz diye robot ettiler çocukları
Çocukların ufaklıkların gözlerinde kin
Evet
Eğitim sağlık veriyorlardı
Ama insanlar normalleşiceklerine
Bir leş gibi
Hayattan büsbütün kopuyorlardı
Kök salacaklarına kuruyorlardı
Onca gürültüde inadına uyuyorlardı
Kullanılmak üzere büyüyorlardı
Gidicekleri yollar belirlenmişti
Gömülecekleri çukurlar
Bir an önce elenmeleri için yarışlar
Hayatları bunlara bağlıydı
Bilmedikleri şeylerin peşinde
Hissiyatsız,hayattan bir haber koşmak
Ama oturdukları yerde
İnsan gibi bir varlığın dört duvar arasına tıkılı kalması
Soğuktu hayat
Varolma çabası
Koyulan sınırlar
Edilen muameleler,
Doğuştan savaşcıydık bide
Çoktan doğup büyüyüp ölmüştük
Değerlerimiz
İnançlarımız
Teker teker hazırdı
Hatta aşmışlardı
Evleneceğimiz kişi
Arkadaşlarımız çoktan belliydi
Biz ölürsek eğer yerimize
Bizle aynı konumda çocuklarımız olmalıydı
Onlarda çalışıp bir an önce ölmeliydi
Dünyaya geldiysen eğer ya çalışıcaktın ya da ölücektin
Sana cenneti vaat edenlerin kölesi olucaktın
Kaçış yok
Öyle dicekler sana kaçış yok
Ya deli olcaktın ya da divane
Ya sıyırcaktın ya da pervane
Oysa sen yarım asırlık yaşamını mücadeleye adadın
En azından özgür düşüncelerle var oldun
Açtın
Açıktaydın
Sevgili sana küs
Sakalların isyancı
Zamanla bir oldun binler oldun
Kalpler de heyecan
Ama yine heyezan
17 Mayıs 2012 Perşembe
KATI
Hamurum da suyum eksik bu gece
İlla bişiler eksik olurya hani
Ama bu sefer ki çok can sıkıcı
Çekilmez bir hal
Kurtulup kaçmak gerek bir an önce
Rahatlamak sadece düşlerde mümkün
Rahatlaması gerek aklın
Güzel düşlerde
Mesela kırlarda esen deli rüzgara karşı
Onu alt edercesine koşmanın vericeği haz
Ya da bir zemheri alabildiğince
Onu besleyen kar yağışı ağır ağır
Manzaranın verdiği huzuru
Bir çay yudumuyla gıdıklamak
Hangi manyağa deli oldum bilmem
Kafamın rahatlaması lazım
Düşünmem lazım güzel anları
Sevgilinin yüzünü
Dostları arkadaşları
Düşlemem lazım fukaranın karnını doyurduğunu
Düşlemem lazım doğuyu batıyı
Aklıma gelmeli bişiler
Hamurum katı bu gece
Hangi bağrı yanık kuşu vurdular acaba
Neydi bu bana tesir eden sertlik
Hangi gülü devirdiler de bu böyle
Neden bu sert çıkışlar
Gümlemeler
Hamurum neden katı bu gece
Olmamalı bu böyle
Vuruldumu yoksa bie yiğit daha
Neden bu böyle
Yoksa bir güzel dünyayamı küsmüş
Olmamalı bunlar
Düşlememeliyim bunları
Düşlemeliyim muhabbetleri
Düşlemeliyim güzeli
Neden hamurum katı bu gece ?
İlla bişiler eksik olurya hani
Ama bu sefer ki çok can sıkıcı
Çekilmez bir hal
Kurtulup kaçmak gerek bir an önce
Rahatlamak sadece düşlerde mümkün
Rahatlaması gerek aklın
Güzel düşlerde
Mesela kırlarda esen deli rüzgara karşı
Onu alt edercesine koşmanın vericeği haz
Ya da bir zemheri alabildiğince
Onu besleyen kar yağışı ağır ağır
Manzaranın verdiği huzuru
Bir çay yudumuyla gıdıklamak
Hangi manyağa deli oldum bilmem
Kafamın rahatlaması lazım
Düşünmem lazım güzel anları
Sevgilinin yüzünü
Dostları arkadaşları
Düşlemem lazım fukaranın karnını doyurduğunu
Düşlemem lazım doğuyu batıyı
Aklıma gelmeli bişiler
Hamurum katı bu gece
Hangi bağrı yanık kuşu vurdular acaba
Neydi bu bana tesir eden sertlik
Hangi gülü devirdiler de bu böyle
Neden bu sert çıkışlar
Gümlemeler
Hamurum neden katı bu gece
Olmamalı bu böyle
Vuruldumu yoksa bie yiğit daha
Neden bu böyle
Yoksa bir güzel dünyayamı küsmüş
Olmamalı bunlar
Düşlememeliyim bunları
Düşlemeliyim muhabbetleri
Düşlemeliyim güzeli
Neden hamurum katı bu gece ?
12 Mayıs 2012 Cumartesi
Gece Başka
Vakit çokça geç oldu
Karanlık , zifiri
Bi ayyaşlar uyumuyorlardır herhal
Yoksa ben ayyaş mıyım ?
Güneş doğmak bilmez
Doğsa insanların yüzünü görmek istemem
Karanlık aydınlığın başka bi cilvesi
Tiksindiğin zaman insanlardan çok seversin bu cilveyi
Sabahları onlar kin kusarlar
Geceleri ben
Bitmek bilmez küfürler sabahlara benden
Yeterince sevmezler geceyi
Bense sabahları hiç sevmem
Öldürmek yetmez birbirimizi
İşkence etmeli
Varlığı oysa sabahların ayrı bir işkence
Zifiri karanlık olcak , hava ise ayaz
Bide üstüne havlayan köpeklerin sesini ekle
Deymeyin o vakıt keyfime
Doyulmaz nefes almalara
Kendini görür
Kendini dinlersin
Muhabbetin koyusu köpek seslerinine bağlı
Köpeklerin sesleri davul gibi uzaktan uzaktan hoş gelir
Sabah olunca
Bu köpeklerin iki ayaklı olanları
Yani itler gelir bulur beni
Güneş ışınları peydahlanır
Gökyüzü kızılımsı
Kuşlar güneşin doğmasına küfretmekte
Kuşlar öttükçe güneş biraz daha doğmakta
Horozlar hala uykuda
Saatler öter
İnsanlar kalkışırlar yataklarından
Sokaklara dağılırlar
Hepsi ayrı bi somurtkan
Hepsinde ayrı bir telaş
Doğanın bütün güzelliği
Ancak bu kadar görmezden gelinir
Bense küfrederim sabahlara
Bir an önce akşam olsun derim
Karanlıkta gözükmezken insanlar
Ya da uyurken bunlar
Daha bi güzel dünya
Daha bi umutlu
Karanlık , zifiri
Bi ayyaşlar uyumuyorlardır herhal
Yoksa ben ayyaş mıyım ?
Güneş doğmak bilmez
Doğsa insanların yüzünü görmek istemem
Karanlık aydınlığın başka bi cilvesi
Tiksindiğin zaman insanlardan çok seversin bu cilveyi
Sabahları onlar kin kusarlar
Geceleri ben
Bitmek bilmez küfürler sabahlara benden
Yeterince sevmezler geceyi
Bense sabahları hiç sevmem
Öldürmek yetmez birbirimizi
İşkence etmeli
Varlığı oysa sabahların ayrı bir işkence
Zifiri karanlık olcak , hava ise ayaz
Bide üstüne havlayan köpeklerin sesini ekle
Deymeyin o vakıt keyfime
Doyulmaz nefes almalara
Kendini görür
Kendini dinlersin
Muhabbetin koyusu köpek seslerinine bağlı
Köpeklerin sesleri davul gibi uzaktan uzaktan hoş gelir
Sabah olunca
Bu köpeklerin iki ayaklı olanları
Yani itler gelir bulur beni
Güneş ışınları peydahlanır
Gökyüzü kızılımsı
Kuşlar güneşin doğmasına küfretmekte
Kuşlar öttükçe güneş biraz daha doğmakta
Horozlar hala uykuda
Saatler öter
İnsanlar kalkışırlar yataklarından
Sokaklara dağılırlar
Hepsi ayrı bi somurtkan
Hepsinde ayrı bir telaş
Doğanın bütün güzelliği
Ancak bu kadar görmezden gelinir
Bense küfrederim sabahlara
Bir an önce akşam olsun derim
Karanlıkta gözükmezken insanlar
Ya da uyurken bunlar
Daha bi güzel dünya
Daha bi umutlu
8 Mayıs 2012 Salı
PAYDOS
Görünmeyen prangalar kırılsın artık
İşçiler su içsin artık kanaya kanaya
Borçlu olan patronlar işçilere hüküm sürmesin
Görülsün alın terinin kimden döküldüğü
Dövülsün demir işçiden yana
Gelsin kader bizden yana
Sussun reklamlar komedyenler sahte deikanlılar
Vurulsun davullar işçiden yana
Ey bakışları titremeyen yiğitler
Evet sizler
Sizleri tanımak ne güzel
Kadını erkeği hepsi başka bir yiğit
Aç kalmak
İşsiz kalmak
Fişlenmek
Yolda,meçhul bir şekilde yara almak
Vatan hainleri tarafından vatan haini ilan edilmek
Sahte davalara maruz kalmak
Bükülmeyen bellere koyulan ardı ardına yükler
Hepsine gözü kara meydan okumak
Uyku ne bilmeden
İnsanlık için
Çocuklar için
Dökülen bu alın terleri
Onca çaba
Boşa gitmemeli ölümler
Bu samimiyeti gör Tanrım
Görmezsen bu olanları
Varlığını herkes kötü beller
1 Mayıs 2012 Salı
Senin İçin Sadece Saçmaladım
Sadece saçmaladım
Kusursuzdu saçmalıklarım
İki renkte boyanmış kaldırımlarda
Aynı renkte olanların üstünden basarak gidersem
Senin beni seviceğini sandım,
Defterime çizdiğim noktaları
En kısa sürede birleştirirsem
Senin beni seviceğini sandım,
Yolda yürürken ilk baktığım yerde
Tahmin ettiğim şeyi görürsem
Senin beni seviceğini sandım,
Eğer sakallarımı uzatırsam
Eğer ağaçtan düşen bir yaprağın kaç saniye de yere düştüğünü sayarsam
Eğer senin baktığın yerde bulunursam
Eğer durmadan koşarsam
Eğer geçtiğim yerlerde ki duvarlara vura vura gidersem
Eğer çocukların yanaklarından birer makas alırsam
Eğer çocukların ümit dolu gözlerine ümit dolu bakarsam
Eğer seni görebiliceğim bir yerde sessiz sessiz seni seyredersem
Eğer kulaklığımı takıp dinlediğim şarkılarda seni düşlersem
Eğer en son zil çaldıktan sonra en son okuldan çıkarsam
Eğer kırk kere söylersen kabul olur dedikleri için her akşam kırk kere senin beni sevmeni dilersem
Eğer yağmur yağarken saçımın ıslanmasını sağlarsam
Senin beni sevebiliceğini sandım
Yani,aldandım
Yani sana olan sevgi eylemlerimi bi sana yönlendiremedim
Yine de bekleyiş hiç bitmedi imkansızlıklar katlanırken üst üste
Yaptıklarıma bakılınca elde edilen sonuç beni hiç yanıltmadı
Ama öyle bir sonuçtu ki
Hani kelebekler zaten bir hafta yaşarya
O kelebeğin bir kanadının koptuğunu düşün
İşte aynen öyle hayattan soğudum,
Senin beni sevmemen için herşeyi yaptıktan sonra
Senin beni sevmeni o kadar büyük şehvetle bekledim ki
Seni yaşattığım düşüncelerim kök saldı hayallere
Adı üstünde hayaldi
Sen gelsen hayal denirmiydi
Sonbaharları hayal ediyorum da senle geçen
Seni görmek için koşuşturmacalar,dolambaçlar
Seni görünce yavaşlayan hareketlerime verilen tek anlam
Seni görmenin verdiği sarhoş olmalar
Sustum ben sadece sana
Bütün benliğimle sana sustum
Bütün benliğimle sana susadım
Yangınları söndüremeyişin imkansızlığıyla
Sana kavuşamamanın verdiği imkansızlık beni boğarken her gece
Ben her gece bir kere daha sana aşık oldum
Tanıdıkça daha bi kapıldım sevgiye
Biriktikçe çağlayanlar oldum çağladım
Durdukça volkanlar oldum patladım
Duramadım yerimde
Koştum uç bucak sokaklara
Tanımadığım yerlerde buldum kendimi
Bilmediğim yerlerde aradım seni
Yine seni olmadığın yerlerde aradım
Oysa sen bütün güzelliğinle
Aynaları kıskandırırken
Seni nasıl oldu da bulamadım
Kusursuzdu saçmalıklarım
İki renkte boyanmış kaldırımlarda
Aynı renkte olanların üstünden basarak gidersem
Senin beni seviceğini sandım,
Defterime çizdiğim noktaları
En kısa sürede birleştirirsem
Senin beni seviceğini sandım,
Yolda yürürken ilk baktığım yerde
Tahmin ettiğim şeyi görürsem
Senin beni seviceğini sandım,
Eğer sakallarımı uzatırsam
Eğer ağaçtan düşen bir yaprağın kaç saniye de yere düştüğünü sayarsam
Eğer senin baktığın yerde bulunursam
Eğer durmadan koşarsam
Eğer geçtiğim yerlerde ki duvarlara vura vura gidersem
Eğer çocukların yanaklarından birer makas alırsam
Eğer çocukların ümit dolu gözlerine ümit dolu bakarsam
Eğer seni görebiliceğim bir yerde sessiz sessiz seni seyredersem
Eğer kulaklığımı takıp dinlediğim şarkılarda seni düşlersem
Eğer en son zil çaldıktan sonra en son okuldan çıkarsam
Eğer kırk kere söylersen kabul olur dedikleri için her akşam kırk kere senin beni sevmeni dilersem
Eğer yağmur yağarken saçımın ıslanmasını sağlarsam
Senin beni sevebiliceğini sandım
Yani,aldandım
Yani sana olan sevgi eylemlerimi bi sana yönlendiremedim
Yine de bekleyiş hiç bitmedi imkansızlıklar katlanırken üst üste
Yaptıklarıma bakılınca elde edilen sonuç beni hiç yanıltmadı
Ama öyle bir sonuçtu ki
Hani kelebekler zaten bir hafta yaşarya
O kelebeğin bir kanadının koptuğunu düşün
İşte aynen öyle hayattan soğudum,
Senin beni sevmemen için herşeyi yaptıktan sonra
Senin beni sevmeni o kadar büyük şehvetle bekledim ki
Seni yaşattığım düşüncelerim kök saldı hayallere
Adı üstünde hayaldi
Sen gelsen hayal denirmiydi
Sonbaharları hayal ediyorum da senle geçen
Seni görmek için koşuşturmacalar,dolambaçlar
Seni görünce yavaşlayan hareketlerime verilen tek anlam
Seni görmenin verdiği sarhoş olmalar
Sustum ben sadece sana
Bütün benliğimle sana sustum
Bütün benliğimle sana susadım
Yangınları söndüremeyişin imkansızlığıyla
Sana kavuşamamanın verdiği imkansızlık beni boğarken her gece
Ben her gece bir kere daha sana aşık oldum
Tanıdıkça daha bi kapıldım sevgiye
Biriktikçe çağlayanlar oldum çağladım
Durdukça volkanlar oldum patladım
Duramadım yerimde
Koştum uç bucak sokaklara
Tanımadığım yerlerde buldum kendimi
Bilmediğim yerlerde aradım seni
Yine seni olmadığın yerlerde aradım
Oysa sen bütün güzelliğinle
Aynaları kıskandırırken
Seni nasıl oldu da bulamadım
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)