Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

27 Mart 2012 Salı

Kendini Bilemek

Geceleri kendimi biliyorum senle
Bir bıçak gibi
Sivri
Soğuk metal hissi
Tam bağrıma basıyorum kuvvetlice
Kanatırcasına
Ahlaksızca
Bu bana vazgeçilmez bir hüzün tadı veriyor
Böyle olmasaydı seni düşünmezdim geceleri

Geceleri sana sönüyorum
İnsanların lanet ettiği bir ampul gibi
Gözde bıraktığın ufak beyazlık
Ama geriye kalan herşey karanlık

Sana içiyorum
Sana terliyorum,
Senden geliyorum her gece
Sokakta bekçiler kovalıyorlar sanki beni
Senden kaçarmışcasına
Ama sana ölürcesine

Hayatın en aşşağılık
Hayatın en pis
Hayat en gaddar
Hayatın en vurdum duymaz kuyularına dalıp çıkıyorum
Her yudumda nefes alıyorum sana
Sen beni duymasan da
Her geceyi adıyorum sana

Yalnız , lanet okumuyorum sana
Hiçkimseye
Suçlu hiç kimse değil
Zaten bir suçta yok ortada
Aşkımı yaşıyorum kendim
Bazen körüm
Bazen sağır
Ama hep dilsiz.

24 Mart 2012 Cumartesi

Susan Haklımı ?

Adam ki düşündükleriyle söyledikleri zıt
Konuşsa cümleleri çıkarlarına zıt
Elbisesi güzel,saçları düzgün,cebi dolu
Gitmek istediği yerde parası yetsin ona yeter
Çıkar dışarıya etrafta işsiz insanlar aç insanlar
Dilencilere verdiği bir kaç kuruşla vicdanını oyalar
Girer içeriye televizyonda yalan programlar birbirinden saçma diziler
Girer içeriye televizyon kutusuna bakan ve birbirleriyle hiç konusmayan insanlar
Oysa o kendisini sadece onlarla konuştuğunda mutlu sayar

Bu adam ki yine divane kendisine
Aşı bolca,göbek tam
Ama durmadan aklı der ona bu zulme dayan
Düşündüklerin karnını doyurmuyor der
Gider ardısıra,yine tokuşur kadehler

Perişan yine, gözlerinden bir damla yaş dökülür
Huysuz biraz,midesi çok doymuş
Düşünür tok karnına çalışan,anasının gözü insanları
Zulmü tam karşıdan izler,bu sefer vicdanı aç
Düşünür düşünürde;
Sağda solda insanlar bilmem ne uğurlar için ölür

Gün gelir varlığına göz diklir,o doymazlar bunuda bulur
Lakin o zaman istediği kadar bağırsın rüyalarında ki gibi sesini yanlız duvarlar bulur
Konuşabiliceği zamanları düşünür,o zaman fırsatım vardı bunları söyleseydim der
Bu sefer tam konuşur keşke önceden konuşsaydım der.



16 Mart 2012 Cuma

Domatesin Patlıcana Olan Aşkı

  Domates kırmızı tenli,kafa kısmı yeşil,huzur verici kokusu olan,her şeye lezzet katan ama yanlız kalamayan biriymiş.Tek kalamazmış.

  Patlıcan ise siyah tenli,kafa kısmı yeşil,tek başına duramayan başkalarıyla takılmaktan zevk alan,aslında her canlı gibi oda yanlız kalamayan biriymiş.

  Lakin bunlar bir türlü mutlu olamamışlar,domates diğer domateslerden bıkmış her yer kıpkırmızı hepsi aynı kokuyormuş,birbirleri arasında rekabet ediyorlarmış bilmem ben daha kırmızyım ben daha güzel kokuyorum diye,kimisi yeşil olunca bunları dışlıyolarmış sen domateslerin adını lekeliyosun diyolarmış.Sürekli aynı tat varmış aralarında.Patlıcanda da durum aynıymış.Her yer siyah sadece kimisi daha iri,kimisi ufakmış,nereye baksalar patlıcan patlıcan patlıcanmış.İkiside artık bıkmış bu monoton hayattan.Bir değişim istiyorlarmış.

 Gel zaman git zaman Domates ile Patlıcanın yolu kesişmiş.İlk olarak patlıcan yan tarafına güneşe selam verirken fark etmiş.Orada kırmızı ama aynı kendisi gibi kafası yeşil canlılar varmış.Aralarındaki tek fark renkleri ve gelişim süreçleriymiş,kafaları ise aynıymış.Onunda kendisi gibi düşünebilen bir canlı olduğunu anlamış ve o günden sonra her sabah onu görmek için can atıyormuş.Domatesde patlıcanın farkına varmış ve bir gün güneşe birlikte selam verip muhabbete başlamışlar.İkiside monoton hayatlarını aralamışlar farklı düşünceleriyle birbirlerinin ilgisini çekmişler.Domates mutlulukten Patlıcana aşık olmuş.Onu görünce güneşin sanki istediği zaman doğduğunu,ondan ayrı kalınca güneşin battığını hissediyormuş.Patlıcanla domates gel zaman git zaman bir araya gelmişler.İkisi birlikte öyle lezzetli öyle tatlıylarmışki bunu gören diğer domates ve patlıcanlarda eş olmaya başlamışlar ama bazı domates ve patlıcanlar kendilerini birbirlerinden üstün gördükleri için eş olmaya yanaşmamışlar hatta diğer eş olan domates ve patlıcanlara kızmışlar,sürekli somurtkan,mutsuz ve de çekemeyen bir tavır sergilemişler.Oysa Domates ile Patlıcan çok mutlularmış,birbirlerini yok saycaklarına lezzetlerini birlerştirip daha lezzetli olmuşlar ve güzel bir ömür sürmüşler.(Tabiki hasat mevsimine kadar ondan sonra bizim midemizi şenlendircekler.)

  Oysa insanlarda böyledir,birbirlerini yok saycaklarına bir olup daha mutlu olabilir,farklı kültürler birleşip daha keyifli hale gelebilir.Hatta böyledir de ama bunu çekemeyenler provoke edenler vardır.Düşünün mesela bir menemen yemeğini içinde biber,domates,soğan,yumurta,tuz yiyecekler vardır.Bunlar kendi başlarına da güzel olmasına rağmen bir araya gelince oysa ne kadar lezzetli bir kıvama gelirler.Tuzsuz bir yiyecek düşünülemez mesela.Bizde doğusu,batısı,güneyi,kuzeyi ile çok lezzetli bir hal alabiliriz.Bu tadı alıyoruzda hatta. Sonra bi bakıyoruz aradan çıkan bazı kişiler bu kıvamın tadını kaçırıyolar.Onlara menemeni tadını sunalım,menemenin kokusu ile onları cezbedelim.Menemenin kokusu ile beyin yollarını açalım ki bizimde tadımızı bozmasınlar.Ne diyim hepimiz menemeniz.

8 Mart 2012 Perşembe

Haydarpaşa Garına Ağıt

   Haydarpaşa bize aşıktı ben Haydarpaşaya,biz Haydarpaşaya aşıktık Haydarpaşa bize.

   Haydarpaşa Tren Garıyla ilk Kocaeline üniversite sınavıma gitmem gerektiğinde tanıştım.Havası çok değişikti.Sanki bana klasik olcak ama beyaz sakallı,tarih kokan,her gidişimde bana hoşgeldin diyen bir yaşlı ihtiyardı ve ben kendini bilen ihtiyarları çok severdim.Sonraları her hafta İstanbul dan Kocaeline giderken ve de dönerken trenle gidip gelmeye karar verdim.Her hafta iki kere Haydarpaşa yı görmek çok hoş oluyordu her ne kadar trenleri tıklım tıklım olsada ve yaşlı teyzelere yer verip iki saat yolu ayakta gitsemde.Çünkü Haydarpaşa yı gördüğümde ona bir selam yollardım oda bana hoşgeldin evlat derdi ama şikayetleri başlamıştı.Bana burada çok dizi film çekiyolar diyordu.Bu insanlar hiç yaratıcı değil yıllardır benden faydalanıyolar diyordu.Ben onlardan kendimi esirgemem ama bir gün gelip ya yine beni yakarsalar diyordu.Ona seni yakarlarsa kendilerini yakmış olurlar dedim çünkü sen onların huzurusun ama bunun farkında değiller dedim.Beni az yakmadılar dedi ama söndürdülerde zaten tamamen yakamazlar dedi çünkü benim ölümden para kazanamazlar dedi.Benim kalbimi sökücekler dedi,senin gibi evlatları benden alıcaklar dedi,benim evlatlarım sizsiniz dedi;trenlerimi boyayarak anlamlandıran,selamını esirgemeyen,penceremden denize bakıp hava alan,bahçemde kuşlarımı besleyen sizlersiniz dedi.Burada ki asıl huzur aslında sizsiniz dedi.Ben sizin enerjinizi nesnel olarak işleyip sadece sizle paylaşıyorum o kadar dedi.Dedim beni bizi senden nasıl ayırcaklar dedim.Haydarpaşa vapur sesleri,ezan sesleri,martı sesleri,insan sesleri eşliğinde bana artık gerçek insanların gelmiceğini buranın huzurunu satın alabileceğini sanan insanların buraya geleceğini söledi ve sizin bana belkide paranız yetmicek sizleri bir daha göremicem dedi,beni otel yapcaklar dedi.Yapmacık insanların yatağı olcam dedi,beni asıl şimdi yaksınlar dedi.Ona kaygılanmaması gerektiğini söledim gün gelir devran döner seni  otel yapanların hakkından geliriz,o günleri belki bizler görürüz dedim.Sende bizle mücadele et dedim.Sonra sustum o zaten çoktan susmuştu,mücadeleyi bekliyordu.

  Vay be Haydarpaşa trenlerinde azmı anılarım var,insanların birbirleriyle doğru düzgün tanışabilip konuşabiliceği imkanların vardı,çok çeşit insanlar gördüm,simitler yedim.Koltuğunda oturup seyahat ederken yazı yazmaya çalışan azmı şairini gördüm.İnsanlar seni nasıl unutcak onu düşünüyom. Tabiki otel olunca seni görmeye parası yetmeyen insanlar.

   İnsan sarrafı oldun Haydarpaşa ama kabul et seni harcamak isteyen insanları sende çözemedin.Neyse para bulmak lazım otobüsler senin iki üç katın Haydarpaşa kendine iyi bak arada sana uzaktan bakıcam ama biliyom sende bizi unutmıcan.
 
   Neticesinde Haydarpaşa bize aşıktı ben Haydarpaşaya,biz Haydarpaşaya aşıktık Haydarpaşa bize.Neticede zorla satılsakta birbirimizi seviyoduk,öncededen sadece benim üzerimden para kazanıyorlardı şimdi artık Haydarpaşanında.

6 Mart 2012 Salı

Afganistanda Kadınlar Günü

  8 Mart Dünya Kadınlar Günü ama aslı 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü.


  Bu gün ; yılbaşı,sevgililer günü gibi insanları sırf tüketime yönlendirmek ve sevgiyi bir güne şartlandıran günler gibi değildir.Bu gün bildiğimiz mücadele edilerek kazanılmıştır.


  Tam olarak 8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı.Bu olaydan sonra kadınların bu haksızlığa karşı haklılığını savunanlar zamanla bu günün dünya çapında kutlanmasını sağlamışlardır.Yanlız 8 Mart Kadınlar Gününün tam olarak anlatılmamasından dolayı çoğunluğun bu konuda fazla bilgisi yoktur.
  
  Tamda bu anlamlı günün yaklaştığı şu günlerde Afgan devlet başkanı kocaların eşlerine şiddet uygulayabilme hakının tanındığı bir belgeyi onayladı.Yani kimi devletler ilerliyor kimleri geriliyor.Nedense şasırdım ben bu habere hatta pek şaşırdım çünkü oraya özgürlüğün paketlenip gitmiş olması gerekiyordu.Ama Afganistan olayında fazla takılmıcam geçicem ama genelde bizim ülkemizde dahil bütün ülkeler gerilemede.


  Önemli olan bizim şu an kadınlar hakkında ne düşündüğümüz ve kadınlar hakkında bişiler denilcekse ne diceğimizdir.Ufak bir tespitte bulunup gidicem kadınlar günümüz geçlerinin %90 ı tarafından sadece sex yapılan insanlar olarak görülüyor.Bu %90 lık kesim kadınları bir sex nesnesi gibi görüyor.Yani bir silgiyle birşeyi silip sonra silgiyi köşeye bırakmak gibi.Bu ve bu tarz bütün sorunlar çözülmesi için hepimizin insan olduğunun anlaşılması sorunu çözmeye yeter ve artar diye düşünüyorum ve ayrılıyorum.

5 Mart 2012 Pazartesi

Kahvaltının Saati

  2.öğretim olduğumdan kahvaltıyı saat 2 veya 2buçuk gibi yapıyorum.İştahsız sırf okulda aç kalmamamk için yapıyorum.2.öğretimlere hayat çok garip ama daha bir hoş gibi.Ayrıca ne lan bu ölene kadar hayatım okuyarakmı geçcek.Bu kadar.

4 Mart 2012 Pazar

Yeniyim

  Normal olamıcak kadar aklını kaçırmamış bir insanım.Buralarda yeniyim önümüzdeki maçlarda sizden tavsiyeler ve yardım almam gerekebilir o yüzden yardım eyleyin emi.Bazen hikaye bazende güncel yazılar yazabilirim.Bu arada imla kuralları konusunda uyarmayın bilerek öyle yazıyorum.Çünkü bazı imla kurallarını gereksiz buluyorum.Sen kimsinde gereksiz buluyosun diyenler varsa onlara şimdiden şunu söyliyim bazı şeyleri yapabilmek için belirli mevkilere gerek yoktur ya da belirli mevkiler o kişinin şeyinde değildir çok az bir cevap verdim ama bu yeter artar.Herkeze merhaba.