Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

14 Haziran 2012 Perşembe

Sazın telleri
Yağlı urgandan
Her tınısında
Bir yiğidin ölümü
Hissederiz cesareti
Ölüme haksız güdümü

Gençler toplanmışlar
Sayıları az yürekleri yüce
Diğer gençler telaş içinde
Sayıları çok kalpleri korkuya hece
Toplanmışlar gençler
İsterler eğitimin insancıl olmasını
Tutuklanırlar teker teker
Sebebi eğitim görmek istemede
Yüzlercesi onlarcası içeride
Hepsinin rüyaların da daha dün ki çocuklukları
Dün gibi ana kokusu
Yani artık büyümüşlerdi
Küçük olsalardı zaten kansızlar için ne fark ederdi
Asmadılarmı onyedilerinde çocukları
Tecavüz etmedilermi ufacık çocuklara Pozantıda

Devam edersin yinede
Param yok ama okumak istiyorum dersin alırlar içeriye
Sonra peşisıra
Puşi giyen içerde
Kültürünü bırakmayan içerde
Gülü seven içerde
Bulutlara aşık olanlar içerde
Doğayı seven içerde
Gençler içerde
Yarınlar dört duvar arasında

Gençler dört duvar arasında
Milletin aklı gereksiz projelerde
Eğitim mahpushanelerde oysa
En çileli dersleri
Gençlere tokat atarak öğretiyor gardiyan
Aman canım
Bu nasıl senaryo
Bu nasıl düzen
Bu nasıl vicdan
Yaptıkları . sığındıkları dinleriylede örtüşmüyor
Nurlu olması gereken yüzleri
Cellad portresi
Barışa aç olan memlekette
Savaş çığlıkları
Katliam söylemleri
Öldürmek
Tecavüz etmek
Yakmak
Baltalarla başka öğrencilere saldırmak
Bunlar normaldir öğretileri
Süt bozuk çıkar
Süt bozuk diyen tutuklanır
Lan Allahsız dersin
Gözlerinde belirir adamıın dolarlar
O zaman anlarsın neye taptığını onun

Başlarsın yine devam edersin
Ama gel gör ki
Yarınlar dört duvar arasında
Sabahlar huzura gebe
Gençler insanlığa aç
Ölümler dünyaya yağmur
Ağaçlar ormana özlem
Günler nemli düşüncelerle pert
Vıcığı çıkmış gözler
Ruhsuz bakışlar
Tecavüz edilmiş beyinler
Delik deşik yarınlar
Ölü hissiyatlar
Hayvani arzular
Vahşiliğe aşırı özlem
Kavgalar
Kavgalar
Kavgalar
Çözüm bulmak
Çözüm bulmak
Çözüm bulmak
Saldırılar
Güruh toplum

Ama hala ümit var
Gördüm o gençlerin gözlerinde
Alev alev gençlerin gözleri
Yakacaklar ateşi
Özgürlük kokusu saracak heryeri
Ateşi gören özgürlüğe koşacak
Susuyacaklar insanlığa
Bu sefer bütün vahşilikleriyle
İnsanlığa adıcaklar kendilerini
Ölüm o zaman bulutlar üstünde
Naif hoş gelir
Rahat
Tereyağından kıl çeker gibi
Acı vermeden
Yürek acımadan

2 Haziran 2012 Cumartesi

KAHIR

Gözlerin
Gözlerinin rengi,
Dar ağacı canım
Bakışların idama gebe

Saçların
Saçlarının rengi,
Prangalar eskitir canım
Bir çocuk sabrının zıttı,
Saçının her teli
Birer birer yağlı urgan boynuma
Pas rengi gibi ölüm
İşleyemedim sana

Gülüm
Oluru var bu işin
Gördüm bizi
El ele , göz göze
Şahidim kendime,
Alaşafağın da aşkın
Ölümsüzlük bulmuş bizi
Bağırıyoruz birlikte
Özgürlük bulmuş bizi

Lal olmuşuz
Eşşekler anırdıkça duyulan ilgi kuytuya
Kabartılır kulaklar ıssıza
Karanlıkta yapılan işkencelere atılan okey
Bir çocuk ağlar
Koşarak kaçar yetişkin cezaevinden
Namusu gerisinde
Koşar alnı dağlara dönük
İyisimi canım
Biz çocuk yapmayalım

Gönül istemezmiydi insanı
Olabildiğince hür,
Varolsun insan
Bizim aşkımızla canım,
Sevdamız şimdi ormana gebe
Ruhu elinde bebenin
Kalbi elinde bebenin
Şimdi kusursuz olmalı insan
Şimdi özgürlük değerini bilenin

Su gibisin canım
Hayat verdin bana
Dökmedim seni olur olmaz
İçtim seni
Vardım sana
Şimdi aşk biziz canım
Şimdi aşk su gibi
Başımız dik yürüyoruz
Hazırız kahpe yangınlara en ala kafa tutmaya
Söndüreceğiz kahpe kıvılcımları
Akacağız özgürlüğün damarlarında
Aşk olsun diyeceğiz yangınlara
Aşk olacak her yer



Gülüm
Alaşafağında yurdumun
Pardon , zapt edildi yurd
Talan oldu memleket
Doğusundan batısına ayrı bir bela
Kuzeyinden güneyine başka bir afyon
İsyanın rengi kızıl değil bu sefer
Pek bi mütebessim
Pek bi barışçıl
O yüzden artık nazikçe öldürüyorlar
Alaşafağında yurdun